Telefon
WhatsApp
TOKAT’A OLAN VEFA BORCUMUZ

Ben ilkesel olarak bu toprakların havasını solumayan, kalbi burada atmayan kişileri gündemime almıyorum.

 

Ulusal veya evrensel bir gazeteci filan değilim.

 

Öyle bir iddiamda yok.

 

Nerde duracağımı bilirim.

 

Ben sadece Tokatlıyım.

Yerel bir medya mensubuyum, aynı zamanda İş adamı ve Sivil Toplum kimliğimle de Tokat’a, Tokatlılara neler katabilirim, bunun derdini taşıyan hasbelkader Tokat ve Tokatlı sevdalısı bir kardeşinizim.

 

Bununla birlikte bu mesleklerde var olan kişilere saygısızlık yapmamak adına açıkça belirteyim ki: muhabir değilim, kameraman yahut köşe yazarı da değilim.

 

 İyi kötü kendince fikirlerimi yazmaya gayret ediyorum. Bu konuda da iddiam yok.

 

 İyi bir yazar olduğumu hiçbir zaman iddia etmedim. Eğer etki ediyorsa bu Doğrucu Davut olduğum içindir.

Toplumun hassasiyetlerini dert etmemdendir.

Kökeninde medya, basın-yayın organı işletmeciliği olan birisiyim sadece. 

 

27 yıllık mesleki hayatımda elbette ki medyanın birçok aşamasından geçtim.

Şimdilerde de; Tokat’ımız için dijital platformlara yatırım yapıyorum.  Yani ilgi alanım sadece: Tokat ve Tokatta yaşayanlar.

 

Yani Tokatta Yaşamayanlarla çok işim yok. Gayet açık. Ninenin torununa hikâye anlatır gibi yazmamın sebebi siz değilsiniz.

 

Tokatta yaşayanların sorunları varsa dile getirmeyi, güzel şeyler varsa paylaşmayı, kendimce çözüm önerileri varsa bunları geliştirmeyi, süreçlere katkıda bulunmaya çalışan biriyim.

 

Kuru kuru eleştiriyi ruhsal problemi olan aciz insanların yapacağı bir davranış olarak görüyorum.

 

 Bir eleştirim varsa birde önerim vardır mutlaka.

 

Beni bugünlere getiren ailem ve Tokatlılara vefa borcum var, bu borcumu hasbelkader ödemeye çalışıyorum.

 

 

Tokat’ın daha güzel olmasını arzuladığımdan, ideal sahibi her sorumlu vatandaş gibi kırmadan yıkmadan yapılanın üzerine bir tuğlada ben koyarak katkıda bulunmaya gayret ediyorum.

 

Güzel şeylerin paylaşıldıkça daha da çoğalacağına olan inancımdan ötürü güzel şeyler yapanları, taraf tutmaksızın paylaşmayı görev bildim.

Dijital sayfalarımızı takip edenler bizi bilir.

 Ancak eleştirilerim varsa bunları da belki eleştirilerimde bilmeden haksızlık edebilirim, suizan etmeyeyim diye sosyal medya veya basın yoluyla değil de, birebir görüşmelerde yaparak benimde sürece nasıl katkıda bulunabileceğimi düşünürüm her zaman.

 

 Biz gazetecilerin haber yapma dışında bir de böyle  sorumlulukları var.

 

Basın çalışanı olmak dışında aynı zamanda da, babayım, evladım, eşim, dayıyım, amcayım, arkadaşım ve  Tokatlıyım.

 

 Medical Park meselesinde eleştirilerimiz kadar, 400 çalışanın dertleriyle hemhal olan Ekrem Er kardeşimiz gibi, bu şehri daha çok televizyonlara çıkartıp doğal-tarihi güzelliklerini herkese  göstermeye, turizmini arttırmaya var gücüyle çalışan Murat Onur gibi,  gecesini gündüzüne katarak kar kış gece gündüz demeden şehirde olan tüm güzellikleri ulusal medyaya taşımaya çalışan Nurhan İçmez gibi, enerjisiyle çalışma aşkıyla mesleğe yeni katılanlara güzel örnek olduğuna inandığım Fatih Kılıç gibi, şu an yazı uzamasın diye kısa kestiğim hali hazırda görev yapan ve emekliye ayrılmış olan isimlerini zikredemeyeceğimiz kadar çok sayıda kendisine sorumluluk yükleyen tüm basın emekçisi arkadaşlarımızla hep gurur duydum.

 

 Her biri sadece basın emekçisi olmanın dışında bu şehrin gelişimi, iyi yerlere gelmesi için var gücüyle çalışan birer Sivil Toplum gibiler aynı zamanda.

(Bu arada şunu söylemeliyim. Komşu şehirlerde yaşayan yöneticiler, Murat Onur keşke bizim şehrimizde yaşasa diye hayıflandıklarını çok duydum. Çünkü Tokatta olan bir haber için 10 dakikada habere giderken, Sivas’ta olan bir habere 1,5 saatte gitmek zorunda. Sadece bu bile Murat Onur’un kıymetini bilmemiz için yeterli bir sebep aslında)

Size tuhaf gelebilir, çoğuyla da aynı düşünmüyoruz aslında. Birçok noktada hayata aynı perspektiften bakmıyoruz. Benim A dediğime diğeri B diyebiliyor, ama bunun için hiç tartışmışlığımız olmadı. Bizim aramıza gelenler bilirler ki esasen kardeşlik adına iyi bir örnek teşkil ettiğimizi düşünüyorum.

 

Tek çizgim var ama: Bu şehirde yaşamak. Bu şehirde yaşamayan birisinin Tokat’ımız için eleştirilerde bulunmasını etikte bulmuyorum, sağlıklıda bulmuyorum.

 

Ben eleştirdiğim herkesle aynı ortamda yaşıyorum.

Birilerini yıpratmak çok kolay. Önemli olan “birlikte olabilmek”.

 

Kusursuz dost arayan dostsuz kalır misali her siyasetçinin veya idarecinin mutlaka kusurları, eksikleri, yanlış yaptıkları var.

 Bunları hele ki bu küçük ve sakin şehirde sosyal medya ortamında sadece eleştirmek, hakaret etmek, itibarsızlaştırmak, tetikçilik yapmak kimseye fayda sağlamaz.

 

 Sağlamadığını da yakın örneklerde görüyoruz.

 

Biz buradayız.

Olmayanlar konuşarak en fazla kendimize haksızlık ediyoruz.

 

Hayatımıza en ufak faydalı dokunuşta bulunan her Tokatlıya teşekkür ederim.

 

Saygılarımla

 

Hüseyin Kömür

 

 

0 Yorum

Henüz Yorum Yapılmamıştır.! İlk Yorum Yapan Siz Olun

Yorum Gönder

Lütfen tüm alanları doldurunuz!

Tokat Nöbetçi Eczaneler

E-Bülten Aboneliği